Çarşamba, Ocak 24, 2007

Hrant ve Türkler

Bir avuç avuntu arayışından olsa gerek, günlerdir net'te deli gibi Hrant yazıları okuyorum. Blog alemine anlaşılmaz, hatta ürkütücü bir kayıtsızlık hakim... Sahi, iletişim devrimi yaratacak yeni medya platformu bu muydu? Böylesine sıcak bir gelişme karşısında, blogger'ların eli klavyeye gidemiyor mu? Söyleyebilecekleri şeyler bu kadar cılız mı? Ya da bir cinayetin, tek başına geleceğimizi ne denli karartabileceğinin ayırdına henüz varamamış olabilirler mi? Her neyse...

Yine de Hrant'in ardından, basında epeyce güzel söz sarf edildi. Mide bulantısı yaratanları geçiyorum, ama karşıtlarına dahi tuhaf bir ilham verdi Hrant'ın ölümü. Hani önceki yazılarını bilmezsen iki yüzlü olduğunu anlamayacağın kalemlerden bile yaratıcı cümleler döküldü kimi kez... Bu bir anlık insaniyet şokunu da Hrant'a borçlusunuz ya, şu allahın işine bakın!

Hepsi bir yana; şu iki yazı, kesip duvara asılacak cinsten: Hrant ve Türkler. Böyle yazınca, yeni bir başlık gibi oldu, ki bu yazı da yazıldı/yazılıyor/yazılacak.

Aram yoktur pek futbolla, ama sabah güzel bir 'futbol' yazısı bile okudum. Üstelik, sinema yazarlığından terfi etmiş değerli bir imzadan: “Maç daha bitmedi”…

Bir de, ekşisözlüğe taze eklenmiş içten bir giriş...