Pazar, Nisan 15, 2007

Gölgedeki 'Gölgeler'

Ölümsüz birer klasik olmalarının yanı sıra, John Cassavetes filmlerinin bir özelliği de, çoğunun birden fazla versiyona sahip olması. Filmlerini oyunculuktan kazandığı parayla kotarması, onu yapımcı/stüdyo/gişe baskısından muaf kılıyor, bu da onları dilediğince değiştirme, kimi kısımlarını tekrar çekip yeni baştan kurgulama ayrıcalığını sunuyordu ona. Bu yüzden filmlerinin çoğunun kimi arşivlerde duran kimisi çoktan kayıplara karışmış farklı versiyonları mevcut.
Amerikan bağımsız sinemasının önünü açan “Gölgeler”in, bu açıdan hayli enteresan bir öyküsü var. Filmin, vaktinde yalnızca bir avuç talihlinin görebildiği ilk versiyonu yıllar boyu gölgede kalmış, varlığı bilinen tek kopyası birkaç yıl öncesine kadar sinema tarihinin kayıplar listesinde yer almıştı. Cassavetes filmini ilk kez 1957’de çekmiş, 1958’in sonbaharında da New York’taki Paris Sineması’nda bir grup davetliye göstermişti. Ancak seyirci tepkisinden memnun kalmayınca, filmi rafa kaldırmış ve önemli bir kısmını 1959’da yeniden çekmişti. İlk versiyondaki görüntülerin neredeyse yarısı yerini yeni çekimlere bırakmış, aynı yılın sonlarında da filmin bu ikinci versiyonunun prömiyeri gerçekleşmişti.
İlk versiyonu görenler arasında bulunan Jonas Mekas, Village Voice’taki köşesinde, filmin ilk halini “Amerikan bağımsız sinemasını kökten değiştirecek güçte, son on yılın en sınır-yıkıcı filmi” ilan etmişti. Buna karşılık son versiyonu, “yer yer ilham verici olsa da, herhangi bir Hollywood yapımından farksız bulduğunu” yazmıştı. Mekas, Cassavetes’in kararından dönüp ikinci versiyonu geri çekmesini diliyordu. Ama tam tersi oldu; Cassavetes ilk versiyonun gösterimine bir daha asla izin vermedi. Negatifleri yeni versiyon için kesip biçilmiş olan filmin 16 mm’lik tek kopyasını da, “yanlış hatırlamıyorsa ülkenin orta-batı bölgesinde bir okula bağışladığını” söyleyecekti yıllar sonra. Neredeyse yirmi yıl boyunca bu kopyanın izini delicesine süren Ray Carney, Cassavetes’ten alabildiği bu yegane bilginin peşinden bölgedeki bütün okulları dolaştı, ulaşabildiği bütün tanıklarla konuştu, girebildiği bütün arşivlere, üstünde “Shadows” yazan tüm kopyalara baktı. Ama nafile... Karşısına yeni versiyondan başka bir şey çıkmadı. Ta ki birkaç yıl önce, bir zamanlar eski eşya satan bir adamın varislerinden birinden bir paket alana kadar. Pakette yıllar boyu aradığı kopyayı bulan Ray Carney, kendini 5-10 tane Picasso tablosu bulmuş gibi hissettiğini söylüyor. Cassavetes olsa ne hissederdi acaba?
(Eski defterlerden...)

Etiketler: , ,