Pazartesi, Mart 05, 2007

8 Mart vesilesiyle


“…Nobel Prize novelist Thomas Mann called her a “ravaged angel.” Nobel Prize novelist Roger Martin du Gard saw her “walking the earth with the beautiful face of an inconsolable angel.” Carson McCullers was madly in love with her, dedicated “Reflections in a Golden Eye” to her, took care of her when Annemarie slit her wrists over a love affair gone wrong with some other woman.” --Jerry Tallmer
Kadınlar gününe ramak kala, varlığından yeni haberdar olduğum* ve tanımaktan pek memnun olduğum bir melek-kadını anarak... Adı: Annemarie Schwarzenbach... 1908’te İsviçre’nin en zengin ailelerinden birinin kızı olarak doğmuş; dünyayı savaş tamtamlarının sardığı 1942’de hayata erkence veda etmiş. Üstelik hayli trajik biçimde; bisikletten düşerek...
34 yıllık yaşamına, gezginlik, yazarlık, gazetecilik, fotoğrafçılık gibi pek çok beceri, sıkı bir anti-faşist mücadele, ağır bir morfin bağımlılığı, başarısız bir evlilik, Thoman Mann’in çocukları Klaus ve Erika Mann’la uzun erimli bir dostluk ilişkisi, çeşitli intihar girişimleri ve psikiyatrik tedaviler sıkıştırabilmiş bir kadın! (Magazin meraklıları için ek: İran’da Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi’nin kızıyla yaşadığı aşk, o vakitler büyük skandal olmuş.)
Hayatının son on yılını, Ortadoğu, Asya, Amerika gibi diyarlarda gezinerek ve gözlemlerini yazarak/görüntüleyerek geçirmiş. Kısaca, kısa yaşamı ceberrut ailesinden ve Nazizm cehennemine teslim olan Avrupa’dan kaçarak geçmiş bir yorgun ruh... AS hakkında bugüne kadar yapılmış bir belgesel, bir de kurmaca film mevcut. Kısmetse, bunları önümüzdeki dönemde film festivallerimizden birinde görmeyi arzu ediyoruz...

(*)Bu tanışmaya aracılık eden sevgili Ahmet G.’ye teşekkürlerimle...