Salı, Ağustos 22, 2006

"Ne bekliyoruz böyle toplanmış agorada?
Barbarlar gelecekler bugün buraya
Neden senatoda bir uyuşukluk var?
Neden boş oturuyor senatörler, yasa yapmıyorlar?
Yasayı gelince barbarlar yapacaklar"

bu arada neler oldu?

* bolca ölü çocuk fotoğrafları geldi geçti kahvaltı sofralarımızdan. kentleri, köyleri, yolları yıkıp yaktılar, gözlerimizin içine baka baka; sonra da kanlı elleriyle sahneye çıkıp
piyano çaldılar, Brahms ve Şostakoviç'ten...

* memleketin güney ve kuzey kıyılarında mecburi yolculuklar yaptık... pek imrenilecek gezilerden değildi, ama öğreticiydi epeyce.

* memleketin en karanlık dönemlerinden birinde, düzmece bir yargılama ile 24 yaşında darağacına gönderilmiş bir insana dair hikayeler dinledik mesela. yakın tarihin tüyler ürpertici tünelinden geçtik bir süre.

* bir kaç gün arayla bir başka tünelden, şimdilerde müze olan tarihi
sinop cezaevi'nden geçtik bir de... şen şakrak turistlerin, "azılı" mahkumların burada görmüş olduğu muameleyi ballandırarak anlatan rehberler eşliğinde gezdiği dehşetengiz bir 20. yüzyıl anıtı.

* sinop'ta pala'yla sohbet ettik, pervane medresesi’nde nokul, katlama, mantı yedik, limanda bira içtik... kerim korcan’ın iç burkan anıları eşlik etti tüm bunlara.

* nükleer karşıtı merkezin kapalı kapısının önünden her geçtiğimizde günün geç ya da erken saati oluşuna hayıflandık.

işte böyle.