sinema vs.

Pazar, Aralık 28, 2008

Gazze... hepimiz...


Gazze yanıyor... Polis okulunun mezuniyet törenini hedef alan saldırı çocuk, genç ayırt etmiyor. Öldürülen 'militanlar' arasında, trafik polisleri de var. Kendi devletinin işlediği katliamı meşru gören, ölenlerin pek azının sivil olduğunu iddia eden, bunu da muhteşem bir başarı olarak gören vatanperverler eksik olmayacak tabii, her yerde olduğu gibi. (Ya kaynak gösterdiği haberi çarpıtarak, ya da haber sonradan düzeltilmiş olduğu halde bunu önemsemeyerek yapılan, çarpıtmaya dayalı bir vatanperverlik.)
"Müzik çalıp İsrail hava kuvvetlerinin eylemini kutlayacağım" diyenler de...
Öte yandan, Tel Aviv'de sahibinin değil vicdanının sesini dinleyenler de çıkacak. Elbette, yorumlara bakınca onları "ihanet"le suçlayanlar türeyecek, linç kültürü orada da işleyecek. Ama kan lekesi, öyle kolay temizlenen bir leke değil. Elbet, tarihe izi kalacak...
Sağdaki yazının Türkçe meali: "Hepimiz Gazze'yiz".

Etiketler:

Pazartesi, Aralık 22, 2008

Arife tarif



Başka Yollar'a teşekkürler. (Daha matrak çeşitlemelerle daha uzun versiyonu orada mevcut.)

Salı, Aralık 16, 2008

Bushlamaca

Bobiler.org'dan seçmece:



Bu da facebook'taki Muntadhar Al Zaidi fanları grubundan:

Ayakkabının 'teğet' geçmesi sizi de üzdüyse, buyrun buradan kendiniz deneyin...

Etiketler: , ,

Perşembe, Aralık 11, 2008

Bornografi

“Adolf Born, 12 Haziran 1930’da České Velenice’de doğdu. O günkü gazetelerde bu konuda ne yazıldığını bulmaya karar verdim. Ve çok şaşırdım – Plzeň’deki bir dolu fırtınası ya da Přelouč’ta kaza yapan bir bisikletçi hakkında önemsiz haberler olmasına rağmen bundan bahseden tek bir yazı bile yoktu. Dönemin gazetecilik anlayışının ne kadar kötü durumda olduğunun üzücü bir göstergesiydi bu. Hiç şüphem yok ki, Adolf Born bugün doğmuş olsaydı bu haber manşet olurdu ve böylesine önemli bir bebeğin fotoğrafları Avrupa’nın yarısına yayılırdı.”
--Miloš Macourek (Adolf Born / Seyahat, YKY, 2005)

Etiketler:

Cuma, Aralık 05, 2008

Vahşi!

“Büyük geniş ovaların, güzel tepelerin, kıvrılarak akan ırmakların ‘vahşi’ olduğunu düşünmüyorduk biz. Yalnızca beyaz adama göre doğa ‘vahşiydi’ ve yalnızca ona göre toprak, ‘vahşi’ hayvanlarla ‘vahşi’ insanlar tarafından istila edilmişti. Bizim için doğa, ancak doğudan kıllı adamlar gelip de gaddarca bir coşkuyla bize ve sevdiğimiz insanlara onca haksızlığı yaptığında ‘vahşi’ oldu. Ormandaki bütün hayvanlar onların yayılmasınndan kaçmaya başladığında, işte ancak o zaman, bizim için ‘Vahşi Batı’ başladı.”
--Sioux’ların Oglala Kolundan Reis Luther ‘Dinelen Ayı’ (Yeryüzüne Dokun, T.C. McLuhan, İmge Kitabevi)

Resimde gördüğünüz şirinlik abidesi, Rocky Dağları keçisi, nam-ı diğer Oreamnos americanus… Fotoğraf verirkenki ihtişamına mı hayran kalırsınız, sarp kayalıklardaki akılalmaz cambazlıklarına ve doğaya uyum becerisine mi?

Bir de, sahiden doğadaki “vahşiliğe” dair bir şey görmeyi yüreğiniz kaldırıyorsa, buradan buyrun… Ya da, bir kaç gün sonra sokaklarda karşılaşacağımız ‘bayram’ manzaralarını bekleyin, farketmez.

Etiketler: , ,